25 Ocak 2015 Pazar

Türk Milleti Deyince Akla Gelenler



 Türk Milleti Deyince Akla Gelenler

Size aşağıdaki satırlarda”TÜRK MİLLETİNİN TARİHSEL GEÇMİŞİ” anlatılacaktır. Bu satırlarda övünme yok. Sadece doğrular vardır. Kendi vatanımızda bizleri ikinci vatandaş yapma düşüncesinde olanlara, gerçekleri HAYKIRMAK istedik.

Türkeli Kavramı
19. yüzyılın sonlarında ise günümüzde kullanılan Türk Dünyası teriminden daha çok "Türkeli" terimi kullanılmıştır. Türkeli ile Türk Dünyası sözcükleri eşanlamlı terimlerdir. Türkeli sözcüğü Türk ili anlamına gelmektedir ve Türk halklarının çoğunlukta oldukları coğrafyaya verilen Türkçe isimdir. Türkeli kelimesi özellikle 19'ncu yüzyılın ortalarında meşrutiyet kazanan Türkçülük ile Türkiye'de ve Rusya Türklerince kullanılmaya başlanmıştır 1930'larda Mustafa Kemal Atatürk Türkeli kavramını şöyle açıklamaktadır: "Türk Milleti Asya'nın garbında ve Avrupa'nın şarkında olmak üzere kara ve deniz sınırlarıyla ayırt edilmiş, dünyaca tanınmış büyük bir yurtta yaşar... Onun adına Türkeli derler... Türk yurdu daha çok büyüktür... Yakın ve uzak zamanlar düşünülürse, Türk'e yurtluk etmemiş kıta yoktur... Bütün dünyada, Asya, Avrupa, Afrika Türk atalarına yurt olmuştur... Bu hakikatler eski ve hususiyle yeni tarih vesikalarıyla malûmdur.
Türklerin Anayurdu ve Yayılmaları
Türkler M.Ö. 2000 yılından daha eski çağlarda, Orta Asya'da Sayan-Altay dağlarının kuzeybatı bölgesinde, Ye-nisey ırmağı boylarında yaşıyorlardı. M.Ö. 1500'lerde oturdukları geniş bölge Sayan dağlarından Altaylar'a ve Tanrı dağlarına kadar iniyor, batıda Urallar'a kadar uzanıyor, güneyde Balkaş gölünü, güneybatıda Aral gölünü, Hazar denizini ve kuzeydoğu bozkırlarını içine alıyordu.
M.Ö. 1100 yıllarından itibaren Türkler ilk yurtlarını boşaltarak Altaylar'a inmiş, Türkistan'a (Doğu ve Batı Türkistan) yerleşmişlerdi. M.Ö. yedinci yüzyılda, Ordos, Volga ve Kuzeybatı Asya olmak üzere üç yöne göç yapılmıştı: Yakut Türkleri Kuzeydoğu Sibirya'ya göç etmişti. Onlarla bir süre yaşayan Çuvaşlar ise batıya yönelerek Ural dağlarının güneyine indiler.M.Ö. 4. ve 3. yüzyıllarda Türkler hem batıda, hem doğuda yoğun olarak göründüler. İrtiş nehrinin batısında ve Hazar çevresinde yaşayanlara Batı Türkleri; doğuda, iç Asya'nın çeşitli yerlerinde ve kuzeybatı Çin'de yaşayanlara ve buralara hâkim olanlara Doğu Türkleri denildi. Türkler yaradılış olarak taşkın ruhlu, çok hareketlidirler. Fakat göçlerin asıl sebebi bu özellikleri değildir. Türk göçlerinin ilk sebebi ekonomiktir. Nüfusun artması, anayurt topraklarının büyük hayvan sürülerini otlatmaya yetmez hâle gelmesi ve kuraklıkların hüküm sürmesi asıl sebeptir. Bu yüzden, hem nüfusları az, hem de toprakları çok verimli olan komşu ülkelere doğru ilerlediler. "Türk" sözü, Türk soyundan olan toplumların genel adı olarak kullanılmadan önce, Türk dilinde bugünkü anlamından başka, "güç-kuvvet" anlamına da geliyordu. Eski Uygur metinlerinde "Türk" sözü bazen "Erkler-Türkler" şeklinde kullanılıyor ve bu söz cins isim olarak "güç-kuvvet", sıfat halinde ise "güçlü-kuvvetli" anlamlarını taşıyordu. "Türk" sözünün Uygurlar ve Gök-Türk'lerden çok önce de var olduğunu gösteriyor. V. yüzyıla ait Pers yazılarında Turanlılardan, yani Türklerden, "Türk" diye söz edilir. VI. yüzyıla ait bir Bizans kaydında ise Hun Türklerine Hunların dilinden alınmış sıfatla 'Türk Hun' (kuvvetli Hun) denilmiştir. VI. yüzyıla ait Çin kaynaklarında "Türk" sözü, Türk milletinin adı olarak geçmektedir. Kendi adıyla anılan imparatorluğu kuran Timur kendisini şöyle tanıtıyordu: "Biz ki Mülük-ü Turan, Emîr-i Türkistanız; biz ki Türk oğlu Türk'üz; biz ki milletlerin en eskisi ve en ulusu Türk'ün başbuğuyuz!.." Türkiye adı: "Türkiye" adı, Türklerin yaşadığı ülkelerin ve Türk devletlerinin adı olarak, Cumhuriyet'ten bu yana değil, 1000 yıldan fazla bir zamandan beri kullanılmaktadır. Türk devletlerinin ve egemen oldukları bölgelerin adları, kendi tarihlerimizde daha çok kurucu hanedanların, hükümdarların veya hâkim boyların adları ile anılmıştır. (Selçuk Devleti, Harezmşahlar Devleti, Timur Devleti, Babür Devleti, Osmanlı Devleti... gibi).

1. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve sahibi olan Türk Milleti’nin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa’dan çıkarılamaz. 2. Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz. 3. Anadolu coğrafyasında Selçuklu ile başlayıp Osmanlı ile devam eden Türk Milleti’nin kesintisiz egemenliğini esas alan büyük Atatürk’ün kurduğu milli devlet yapısı ortadan kaldırılamaz Aşağıdaki bilgiler 2010 yılı itibariyle günceldir.Türkiye: Dili Türkçe, başkenti Ankara, nüfusu 72.5 milyon. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti: Dili Türkçe, başkenti Lefkoşa, nüfusu 2010 tahmini 300 bin Azerbaycan': Dili Azerbaycan Türkçesi, başkenti Bakü, nüfusu 9 milyon. Türkmenistan: Dili Türkmence, başkenti Aşkabat,nüfusu 5.5 milyon. Kazakistan: Dili Kazakça, başkenti Astana, nüfusu 16 milyon. Özbekistan: Dili Özbekçe, başkenti Taşkent, nüfusu 28 milyon. Kırgızistan: Dili Kırgızca, başkenti Bişkek, nüfusu 5,4 milyon Türk dünyasını oluşturan milletlerin toplam sayısı 250 milyona yakındır. “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözünü açmak istedim. Yeni bir devlet kuruluyor. Devletin kuracak olan millettir. Bu millet bu zamana kadar devletler kurmuş, imparatorluk yapmış. Övünülecek çok hizmetler yapmış. Onun için burada MİLLET vurgusu yapılmak istenmiştir. Bu toprakları bin yıl önce fethettiğimiz zaman burada bir imparatorluk vardı. İmparatorluk ise, milletler topluluğudur. Savaşta galip geldik diye, bu topraklardaki insanlar, yok edilmedi. Hatta inançlarıyla da serbestçe yaşayabilecekleri söylendi. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE sözüyle, yukarıdaki insanseverliğimiz de methedildi. Biz bizim inancımıza karşı bile olsalar, insanları yaşatırız. Biz TÜRKLER asil bir milletiz. Şimdi çözüm süreci var. Devlet tarafından desteklenen bu akil insanlar, iç ve dış düşmanlarımız tarafından kandırılmış olan vatandaşlarımızla, konuşuyor. Türkiye Cumhuriyeti TÜRKLER tarafından kuruldu. Bu kuruluşun içinde TÜRK olmayanlar da elbet vardı. Onlara minnettarız. Bu minnettarlığımızı herzaman söylüyoruz. Fakat dilimiz tektir. Dışarıya doğru anlatılan millet tektir. Anayasamız ona göre yapılmıştır. Yine aynı şekilde yapılacaktır. Kimse bu topraklarda konuşulan tüm dillerin, RESMİ DİL olacağını beklemesin. Resmi dil TÜRKÇE, devletin ismi TÜRKİYE, Bayrağımız TÜRK BAYRAĞI olacaktır. Cumhuriyet kurulalı beri, dış ve iç düşmanlarımız içimizdeki etnik grupları kandırmak istediler. Kandırdılar da… Önce ERMENİLER, örgütlenerek terör estirdiler. Sonra Kürtler, bir terör örgütü yoluyla tam otuz yıldan fazla bir zamandır, kan döktüler. Başka devletlerde de, buna benzer bölücü örgütler ve çatışmalar olduğunu görüyoruz. Bölünmenin kimseye faydası olamaz. Bir olalım. Beraber olalım. Bu topraklar yüzmilyonlarca nüfusu barındırır. Yani hepimize yeter. Çoşkun bir sevgiyle ve hasretle kucaklaşalım. İsteyen herkes, kendi anadilini öğrenme hakkına sahiptir. Evlerinde, sokakta, çarşı ve meydanlarda rahatça ana dillerini konuşabilirler. Türkçe resmi dilimizdir. İki veya daha çok resmi dil olması, düşünülemez.

1 yorum:

  1. Size ”TÜRK MİLLETİNİN TARİHSEL GEÇMİŞİ” anlatılacaktır. Bu satırlarda övünme yok. Sadece doğrular vardır. Kendi vatanımızda bizleri ikinci vatandaş yapma düşüncesinde olanlara, gerçekleri HAYKIRMAK istedik.

    YanıtlaSil