20 Ocak 2015 Salı

Namaz kılmak kime zor gelir

















Namaz kılmak kime zor gelir

Müslüman olana ibadetler güç gelmez.  İmam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat’ında buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir. Güç yetiremeyeceği işleri emretmemiştir. İnsanları zayıf yarattığı için, kolaylık göstermiştir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
(Allah, size hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayıf yaratılmıştır.) [Nisa 28]

Namaz, oruç kolaydır. Zekât için de malın tamamının değil, kırkta birinin verilmesini emretmiştir. Dinin diğer emirlerine dikkatle ve insafla bakılırsa, bu kolaylıklar görülür. Bununla beraber ibadet etmenin güç geldiği kimseler yok değildir. İbadetlerin zor gelmesi, Allahü teâlânın düşmanı olan nefstendir. Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak, ancak müminlere kolay gelir. Kalbi kararmışlara zor gelir. ]
([Her çeşit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak için] Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyiniz. Sabır ve namaz, yalnız Allah’tan korkan müminlerden başkalarına zor gelir.) [Bekara 45]
Namaz kılmamak, imansızlıktan veya iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek, kolaylıkla uymaktır. Bedeni hasta olana bazı işleri yapmak güç geldiği gibi, kalbi ve ruhu hasta olana da ibadet etmek güç gelir.







Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânın nimetlerine şükretmek gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa 147]
Allah’a şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet etmekle olur.
Ailene namazı emret;kendinde ona sabırla devam et.Senden rızık istemiyoruz;aksine biz seni rızıklandırıyoruz.Güzel sonuç,takva iledir.TAHA 132.
  Birinci derecede ibadet, yüce Allah’a yapılır.
            Önce Allah’a iman, sonra sevmek, sonra da emirlerini seve seve hiçbir şart koşmadan yerine getirmek ve yasaklarından da kesin olarak kaçınmakla olur.
            İkinci derecede kulluk Allah’ın gönderdiği Peygambere inanmak, gönülden sevmek, sünnetini yerine getirmeyi gerektirir.
            Üçüncü olarak da; Allah’ın sevdiklerini sevmek, ehl-i sünnet çizgisinde olanların yolundan gitmektir. İşte Allah’a kulluk ancak böyle gerçekleşir.
            İnsanın hayatının güzel, ölümünün güzel, ahiretinin güzel, amellerinin güzel, kalbinin ve yüzünün güzel olması Allah’a kulluk derecesine bağlıdır.
            İbadet ve kulluk, müslümanın bütün hayatını kapsamalıdır. Kul, her zaman rabbini düşünür, O’nu sever, O’nu anar, şükreder, sabreder Allah’a kul olur.
Beş vakit namaz kılmak, kalbi hasta olanlara güç gelir. Çok namaz kılmakla kalbde Allah sevgisi hâsıl olur. Allah sevgisi zamanla kalbi doldurur. Saadetlerin en büyüğü, kalbe Allah sevgisini yerleştirmektir.
Allahü teâlâ, sonsuz merhametinden dolayı, her gün bir vakit değil, beş vakit namaz kılmayı emretmiştir. Allahü teâlânın bu emri, insanlara sıkıntı vermek için değil, onları kalb hastalığından kurtarmak içindir.
Dünya nimetlerine ve lezzetlerine kavuşmayı düşünenlerin kalblerinde Allah sevgisi azalır, zamanla hiç kalmaz. İnsanı bu felaketten kurtaran en kuvvetli ilaç, namazı doğru kılmaktır. Hergün muntazam yapılan ibadet, Allahü teâlânın doğru yolunda istikrarlı şekilde ilerlemek demektir.Her Müslümanın, Allahü teâlâyı çok hatırlaması, kalbine Allah sevgisini yerleştirmesi lazımdır. Kalb, Beytullah yani Allah’ın evidir. Bir eve sahibi sokulmazsa, eve de, sahibine de, düşmanlık edilmiş olur. Beş vakit namaz, insanı bu felaketten kurtarmaktadır. Dünya işlerine, dünyanın geçici zevklerine dalarak, Allah’ı unutan insana, namaz, Rabbini hatırlatmaktadır.









1 yorum:


  1. 20 Ocak 2015 Salı

    Namaz kılmak kime zor gelir


    Namaz kılmak kime zor gelir

    Müslüman olana ibadetler güç gelmez. İmam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat’ında buyuruyor ki:
    Allahü teâlâ, kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir. Güç yetiremeyeceği işleri emretmemiştir. İnsanları zayıf yarattığı için, kolaylık göstermiştir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
    (Allah, size hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayıf yaratılmıştır.) [Nisa 28]

    Namaz, oruç kolaydır. Zekât için de malın tamamının değil, kırkta birinin verilmesini emretmiştir. Dinin diğer emirlerine dikkatle ve insafla bakılırsa, bu kolaylıklar görülür. Bununla beraber ibadet etmenin güç geldiği kimseler yok değildir. İbadetlerin zor gelmesi, Allahü teâlânın düşmanı olan nefstendir. Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak, ancak müminlere kolay gelir. Kalbi kararmışlara zor gelir. ]
    ([Her çeşit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak için] Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyiniz. Sabır ve namaz, yalnız Allah’tan korkan müminlerden başkalarına zor gelir.) [Bekara 45]
    Namaz kılmamak, imansızlıktan veya iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek, kolaylıkla uymaktır. Bedeni hasta olana bazı işleri yapmak güç geldiği gibi, kalbi ve ruhu hasta olana da ibadet etmek güç gelir.
    Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânın nimetlerine şükretmek gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
    (Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa 147]
    Allah’a şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet etmekle olur.
    Ailene namazı emret;kendinde ona sabırla devam et.Senden rızık istemiyoruz;aksine biz seni rızıklandırıyoruz.Güzel sonuç,takva iledir.TAHA 132.
    Birinci derecede ibadet, yüce Allah’a yapılır.
    Önce Allah’a iman, sonra sevmek, sonra da emirlerini seve seve hiçbir şart koşmadan yerine getirmek ve yasaklarından da kesin olarak kaçınmakla olur.
    İkinci derecede kulluk Allah’ın gönderdiği Peygambere inanmak, gönülden sevmek, sünnetini yerine getirmeyi gerektirir.
    Üçüncü olarak da; Allah’ın sevdiklerini sevmek, ehl-i sünnet çizgisinde olanların yolundan gitmektir. İşte Allah’a kulluk ancak böyle gerçekleşir.
    İnsanın hayatının güzel, ölümünün güzel, ahiretinin güzel, amellerinin güzel, kalbinin ve yüzünün güzel olması Allah’a kulluk derecesine bağlıdır.
    İbadet ve kulluk, müslümanın bütün hayatını kapsamalıdır. Kul, her zaman rabbini düşünür, O’nu sever, O’nu anar, şükreder, sabreder Allah’a kul olur.
    Beş vakit namaz kılmak, kalbi hasta olanlara güç gelir. Çok namaz kılmakla kalbde Allah sevgisi hâsıl olur. Allah sevgisi zamanla kalbi doldurur. Saadetlerin en büyüğü, kalbe Allah sevgisini yerleştirmektir.
    Allahü teâlâ, sonsuz merhametinden dolayı, her gün bir vakit değil, beş vakit namaz kılmayı emretmiştir. Allahü teâlânın bu emri, insanlara sıkıntı vermek için değil, onları kalb hastalığından kurtarmak içindir.
    Dünya nimetlerine ve lezzetlerine kavuşmayı düşünenlerin kalblerinde Allah sevgisi azalır, zamanla hiç kalmaz. İnsanı bu felaketten kurtaran en kuvvetli ilaç, namazı doğru kılmaktır. Hergün muntazam yapılan ibadet, Allahü teâlânın doğru yolunda istikrarlı şekilde ilerlemek demektir.Her Müslümanın, Allahü teâlâyı çok hatırlaması, kalbine Allah sevgisini yerleştirmesi lazımdır. Kalb, Beytullah yani Allah’ın evidir. Bir eve sahibi sokulmazsa, eve de, sahibine de, düşmanlık edilmiş olur. Beş vakit namaz, insanı bu felaketten kurtarmaktadır. Dünya işlerine, dünyanın geçici zevklerine dalarak, Allah’ı unutan insana, namaz, Rabbini hatırlatmaktadır.

    YanıtlaSil