7 Ağustos 2014 Perşembe

GEMİÇ KÖYÜMÜZÜN BİLGİLERİ












GEMİÇ KÖYÜ BİLGİLERİ

Aşağıdaki bilgiler:
2011-12-22 04:16:00  Tarihinde belgelendi.

GEMİÇ KÖYÜ BİLGİLERİ |  görsel 1


hasan2011 çarşamba ile beklenenzeytinci




resimgemi_.jpg
Gemiç Köyü

Osmanlı'ya payidaht olmuş,

Evliyalar

şehri Bursa'nın

Orhangazi ilçesine bağlı,

1000 yıllık yerleşim merkezidir.

Türkiye Haritasında da

adı geçen Gemiç Dağı

eteklerinde kurulmuştur.

Gemiç adı Bursa ili

Gemlik ilçesi ile

beraber anılır.

Gemlik bir liman bölgesi

oraya önceleri

Gemilik denmiş.

Köyümüzde ise

gemiciler yerleşmiş.

Buraya da

Gemici Köyü denmiş.

Zamanla gemilik

Gemlik oldu.

Gemici Köyü ise

GEMİÇ KÖYÜ.....
GEMİÇ EVLERİ:İlçenin güneyinde bulunan köy, Orhangaziye 13 km. uzaklıktadır. Köyün adı, Luwi dilindeki kama=Geme sözcüğünden gelip anlamı -kutsal ana- olmalıdır. Bu adı taşıyan Anadoluda üç köy vardır. Eski bir köy olan Gemiçin adına 1790 yılı kayıtlarında rastladık. (BOA, Zaptiye, no. 1744) Bu belgelere göre köy, Sultan Muratın vakıf köyü imiş. Ancak belgelere göre Lala Şahin Paşanın oğlu olan Mehmetin köyde vakıfları olduğu anlaşılmaktadır. Köydeki birçok eski ev korunmaktadır. Bu açıdan Osmanlı evlerine örnek sayılabilir.
Gemiç

Gemiç köyü konumu

Bilgiler

Bulunduğu İl: Bursa

Bulunduğu İlçe: Orhangazi

İlçe Enlemi: 39.900002

İlçe Boylamı: 28.99

Telefon kodu: 224

Posta kodu: 16800


İlçe: ORHANGAZİ - İl: BURSA





Köy Muhtarı: DİNÇER DİMRİT



Muhtarlık Erişim Bilgileri:



Telefon: 587 72 14

Cep Telefonu



Demografik Bilgiler:



Nüfusu: 2000 309

1997 377



İle Uzaklığı: 40 km

İlçeye Uzaklığı: 12 km





Sağlık Evi

Yok

Sağlık Ocağı

Yok İlköğretim Okulu

Var / Faal Değil

Taşımalı Eğitim Yapılıyor

PTT Şubesi

Yok

PTT Acentası

Var

Su Şebekesi

var

Kanalizasyon

var


gemi__k_y_n_n__e_mesi.jpg
orhangaziharita.jpg
Karayolu ile ulaşım



a) E-5 Karayolu Yalova-Bursa 21.km

b) E-5 Karayolu Bursa-İstanbul 47.km

c) İznik-Bursa 42.km (kuzey yolu)



Not : Şehirlerarası toplu taşıma araçları kullananlar için, İstanbul-Bursa, İzmir veya aksi yönde İzmir, Bursa-İstanbul araçları kullanılabilir.

GEMLİK İLÇESİNDEN İZNİK TARAFINA GİDERKEN

Karsak, Gemiç, Gürleler, Akharem, Gölyaka, Dutluca'dan sonra Sölöz Köyüne ulaşırsınız. Yol Sölöz Köyünün içinden geçip ahşap evlerinin güzelliği ile dikkat çeken Paşapınar ve Narlıca köylerinin içinden geçer. Gölün çevresinde dolaşan yol üzerinde, gölün en güzel manzarasını Narlıca Köyünden görebilirsiniz. Bir de, daha ilerdeki Balarım ile gölün kuzeyinde bulunan Boyalıca Köyünden de gölün seyri çok hoştur. Gölün çevresini dolaşırken buralarda bir çay molası verip, doyumsuz güzellikteki İznik Gölünü görebilirsiniz.

ORHANGAZİ TARİHİ
Orhangazi' de ilk yerleşim M.Ö 5400 yıllarına dayanmaktadır. Ilıpınar Höyüğü kazılarında, Anadolunun en eski yerleşimine ait bir köy bulunmuştur.

Orhangazi' nin bilinen en eski sakinleri Bitinyalılar' dır. M.Ö 74 yılından sonra bölgemiz, Romalılar' ın eğemenliği altına girmiştir. Orhangazi, 365 yılında kent derecesine yükselmiştir. Roma İmparatorluğu' nun ikiye ayrılmasından sonra 395 yılında Bizans Devleti' ne bağlanmıştır. Basilinapolis adlı kent, III. yüzyılda kentimizin bulunduğu alanda kurulmuştu. Pazarköy olan eski adını da olasılıkla Bazilinaköy' den almıştır.

Bölge 1085 - 1097 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devleti' nin yönetimine girmiştir. 1097 yılında kentimiz ve çevresi Haçlılar tarafından yağma edilmiştir. 1024 - 1261 yılları arasında İznik Bizans İmparatorluğu egemenliği altında

kalan eski Orhangazi, göle daha yakın bir yerde bulunuyordu. 1332 yılında Orhan Bey tarafından fethedilen bölgemizde, şimdiki yerleşim alanında yeleşimi teşvik için daha sonra bir cami ve hamam yapılmıştır. Osmanlı Devletinin ikinci padişahı Orhan Bey, has mülkü olan kentimizi, daha sonra İznik' te bulunan Mevlana Alaaddin Medresesi' ne vakıf olarak bağışlamıştır. Bu tarihte İznik' in Gürle bucağına bağlı Pazarköy' ün 17 - 18. yüzyıllarda kaza derecesine ulaştığı sanılmaktadır. Kurtuluş Savaşı' nda işgal kuvvetlerinin ilerlemesine engel olan PAZARKÖY' ün adı kurucusuna dayatılarak, 1913 yılında Orhangazi olarak değiştirilmiştir.

20 Eylül 1919 tarihinde itilaf devletlerinin işgali altına giren Orhangazi' de; Yunanlılar tarafından Çakırlı, Dutluca, Çeltikçi, Gedelek ve Yeniköy' de katliamlar yapılmış, kentimiz tamamiyle yakılmıştır. Orhangazililerin bir kısmı kaçmış, bir kısmı da önce Gemlik' e sonra da İstanbul' a sürülmüşlerdir. Orhangazi, 10 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuş ancak kasaba yandığı için ilçe merkezi iki yıl Gürle' ye taşınmıştır. Orhangazi, Cumhuriyet döneminde Bulgaristan, Yugoslavya ve Doğu illerimizden aldığı göçlerle gelişmiş ve büyümüştür. Halen ilçemiz birinci derece ilçe merkezidir.



be_parmak.gif
AKLIMA GELEN İSİMLER VAR.

SİZLERE YAZMAK İSTERİM..

HACI RAŞİT

HACI MEHMET

HACI ABDULLAH

HACI İZZET

OSMAN GEMİÇ

HACI ZEKİ

MUSTAĞBEY

AHMET ÇAVUŞ

HALİT EFENDİ

PROF.Dr:CAHİT ÖZEN

Dr: ALİ RIZA ÖZDEN

ALİ EFENDİ

SÜREYYA BULCA

FUAT BULCA

NEVZAT BULCA

HACI HALİL ŞAFAKLAR

PROF. HİLMİ BALCI

EMEKLİ SUBAY CEVDET ÖZKARDEŞ

EMEKLİ SUBAY ASIM BOLU

MUSTAFA AYHAN

-DEMOKRAT-İSMAİL İLHAN

HÜSEYİN ŞENTÜRK

FAZIL ŞENTÜRK

MEHMET ÜNGÖR

İZZET ÜNGÖR
HACI İZZET GEMİÇ HAKKINDA ÖZET BİLGİ..





18-11-2010 gemic-koyundeki-sulaleler ,







Kardeşlerim Kurban Bayramının ikinci günü babamızı ziyarete geldiler.







Kardeşlerim Kurban Bayramının ikinci günü babamızı ziyarete geldiler.

Babamızın ve annemizin ve ben ağabeylerinin ellerini öptüler. Allahu Teala onlardan razı olsun. Babam 1919 doğumlu, Köyümüzün en köklü sülalelerinden Hacı Raşitin damadı Osman Gemiç'in çiftliğinde çalışmış, askerden önce.

Osman Gemiç Hacı Raşit'in damadıdır. Ben kendisini hatırlıyorum. Bir Kızı vardı. İsmi Samimet idi. Hulusi Emek ile evliydi. Bir de Mustafa İsminde oğlu varmış. Kapılar gibiymiş. Hastalığa yakalanmış. Heybeliada Sanatoryumunda dahi tedavi görmüş. İyileşememiş. Tahmin ediyorum. Kendisi zannedildiği gibi Verem Hastası değildi. Şimdi bile kesin tedavisi olmayan, Akciğer Kanseriydi. Fakat o yıllarda Kanser Hastalığı bilinmiyordu. Yoksa O kadar iyi bakılması sonunda iyi olurdu. Demekki amansız ve o yıllarda ismi bilinmeyen, Akciğer Kanseri sebebiyle vefat etti.

Adı Mustafa Gemiç'ti. Osman Bey ona kendi babası Hacı Mustafanın ismini vermişti.

Hacı Mustafa ise tıpkı bizim babamız gibi, fakat daha önceki yıllarda aynı çiftliğe çalışmak için gelmiş. Tabii o yıllarda Hacı Raşit'in babası sağ. İsmini babam şu an hatırlıyamadı. Hatırladığında size yazarım. İşte bu Hacı Mustafa tabii o yıllarda daha delikanlı. Hacı Raşit'in babasının çiftliğine gelir.

Kendisi Hacı Raşit ile akrandır. Çok sevgi dolu bir insandır. Hacı Raşit'in babası onu köyün kuruluşu ile adı anılan bir ailenin kızıyla, Yani Yunuslar sülalesinden Feride hanımla evlendirir. Feride hanımın sülalesinden şu an hayatta olanlar daha iyi bilirler. Bu sülalenin belli başlı isimleri, Dr. Ali Rıza Özden, Ahmet Özden. Hemen aklıma gelenlerdir.

Feride Hanımın bir Ablası vardı. Adı Bahriye. Bahriye'nin Beyinin ismi Hasan'dı. Dört Kızları vardı. Varis, Munire, Hayriye ve pembe.. Feride hanımın bir de erkek kardeşi vardı. İsmi Süleyman. Zühtüler sülalesinin Atası. Süleymanın Hanımının ismi Nefise Hanım. Ahmet Yıldız ve Mehmet Yıldız adıyla iki oğulları olur. Nefise hanımın vefatından sonra Süleyman bir daha evlenir. İkinci eşi, Emine hanımdan Mustafa ve Hakkı yıldız isminde iki oğulları olur. Feride hanımın ablası Bahriye nine nin Varis ismindeki kızından Oğlu Mehmet dünyaya gelir. Mehmet Köyün köklü sülalesi Kahyalardan Hatice Hanımla evlenir. Mehmetin iki oğlunun isimleri Necmettin ve Ahmet'tir.Feride Hanımın ablası Bahriyenin bir kızı da Hayriye'dir. Hayriye Hanım ise Mehmet Kostak ile evlenir. Osman Kostak isminde oğulları olur. Onunda oğulları Bilgin Kostak Ve Sezgin Kostak..



Hacı Mustafa Gemiç'in eşi Feride Hanımın Ablası Bahriye Hanımın bir kızının ismi de Pembedir. Pembe Gürle Köyüne gelin gider. Şimdi köyümüze yerleşmiş olan Semerci Nurettin, bu Pembe Hanımın Torunu olur. Nurettinin oğlunun ismi Oktaydır. Tombaklar sülalesinden İbrahim Tombak'ın kızının oğludur.

Feride Hanımla evlenen Hacı Mustafanın Osman ve İzzet isminde iki oğul ve Şerife hanım isminde bir kız çocukları olur. Bu kızları Yine Köyümüzün köklü sülalesinden Hacı Halil'e eş olarak verilmiş. Hacı Halil'in Nihat ve Cevat isminde iki oğlu olmuştur.

Babamız Şerafettin Güler Karamürsel-Dereköy- Doğumludur. Annesi Naciye Babaannem bu köyden Ahmet Çavuş ile evlenince, o da annesi ile beraber Gemiç Köyüne gelmiş. O yıllarda Osman Bey Hacı Raşit'in Damadı ve Çiftliğin de sahibi. Babamın çalışkanlığını beğenir. Çiftliğe kahya olarak alır. Dürüst insanlar parasız ve işsiz kalmaz. Bunun örneği babamdır. Allahu Teala Babamdan ve babamı sevenlerden ve babamın sevdiklerinden razı olsun. Amin. Babam evlenmeden önce çiftliğinde çalıştığı Osman Gemiç Bey'i çok sever ve sayardı. Ben ise İkinci isim Hacı İzzet Gemiç'i daha iyi tanırım. Babam yıllarca onun çiftliğinde ortakçı olarak çalıştı. Ben de tabii o çiftlikte büyüdüm. Hacı İzzet Gemiç beni ve kardeşlerimi çok severdi. Ne zaman oğlu İhsan Gemiç'le beraber çiftliğe gelse, sanki bayrammış gibi, bize harçlıkta verirdi. Hanımı Fatma hanım Teyze de çok iyi insandı. Fatma Hanım Teyze ise Köyümüzün Zengin insanı Hacı Mehmet'in kızıydı. Hacı Mehmeti görenler anlatır. Babam da anlatır hep.Babama"Adamım" dermiş. İri gövdeli, heybetli bir insanmış. Herkes ondan çekinirmiş.. Gıyabında tanıdım. Bir kere çok çok çalışkan bir kimseymiş. Çalışmayı teşvik edermiş. Çalışanları çok severmiş. Çalışmayanları ise azarladığı bile olurmuş. Sözünü dinleten bir kimseymiş.Şöyle bir hadise anlatırlar. Karlı bir kış günü, köy kahvesi tıklım tıklım dolu. Hacı Mehmet heybetli cüssesiyle kahve kapısında görülür. Kapıyı kapatmamıştır. Hava buz gibi. Hacı Mehmet'in bakışları da buz gibi. Kahvedekiler merakla ona bakmaktadırlar. Özetle şöyle der. Zeytin ağaçlardadır. Bu gece ne olacağı belli değil. Burada oturmaktan sa bahçelere gitmeli ve ellerimize alacağımız sağlam sırıklarla, ağaçlara vurmalıyız. Sarsılan gövdeler üzerlerindeki kar ağırlığını atmalıdır. Yoksa bu ağırlığa dallar dayanamayacak, bütün mahsül yerlerde harap olacaktır. Bu zararın bir dahaki senesi de var. Bir dahaki sene bu ağaçların dalları kırık olacağından üretim daha az olacaktır. Kahvede bir Allahın kulu kalmamaıştır. Şimdi bizim köyde birisi çıkıp bu ve benzeri bir konuşma yapacak olsa, kimsenin umurunda olmaz. Diyoruz ya, lider insanımız yok. Ya da söz dinleyenimiz yok. Fakirliğimizin yegane sebebi bu. Hacı Mehmet Amca, Kapılar gibiymiş. Heybetinden korkarlarmış. Hacı Mehmet'in babası Köyümüze Aydın'dan gelmiş. Aydın'a da Mardin'den geldiği ileri sürülüyor. Hacı Mehmet'in bir kız kardeşi Ayşe Mahmutlar sülalesinin atası Mahmut'a verilmiş. Bir diğer Kız kardeşi Hatice ise Profesör Cahit Özen'in Dedesine verilmiş. Hatice Hanımın Oğlu Ahmet Ağa ( Ahmet Özen) nın iki oğlu olmuş. Biri Mustafa Özen diğeri ise Profesör Doktor Cahit Özen. Hacı Mehmet'in bir diğer Kardeşi ise Hacı Hüseyin Anar'dır.Kurtuluş savaşı sırasında köyün muhtarıdır. Hacı Hüseyinler sülalesinin Atasıdır. Bir oğlu Mustafa bir Kızı Hidayet'tir, Kızını Avdancıklı Mehmet'e vermiş. Oğlu Mustafa'yı ise Umurbey'den Hatice Hanımla evlendirmiştir. Kızı Hidayet'in çocukları Halil İbrahim Candemir, Sami Candemir ve Sayıt Candemirdir. Oğlu Mustafanın çocukları ise Mehmet Anar ve Ali Anar'dır. Yine Hacı Mehmet'e gelelim. Hacı Mehmet güçlü kuvvetli bir delikanlıdır. O yıllarda şimdiki gibi teknoloji yok. Herşey bilek ve kol gücüyle yapılıyor. Köye yerleştiğinde hanımı varmıymış bilinmiyor. Fakat Hanımını adı Ayşe Hanım. Annemin anlattığına göre çok saygı duyulan tam bir Osmanlı anasıymış. Hacı Mehmet kendi liderliğinde bir çalışma ekibi kurmuş. Kendisi de bu takımın liderliğini üstlenmiş. Köyümüzün bahçe ve tarlalarında bitmek bilmeyen bir enerji ile çalışmışlar. Köyde yaşamış bilge bir insanın anlattığına göre: Hacı Mehmet zengin olmadan önce bol ganimet zeytin olan bir yılda ve zeytinin çok ucuz olduğu o sene, bütün birikimiyle taze zeytin almış. Evdeki büyük küçük her kabın içine zeytin tuzlamış. Bu zeytinler o sene çok çok para etmiş. İşte o sermaye ile köyde satılan tarla bahçe bağ ev ne varsa hep almış. Allah yürü kulum demiş. Çalışmakla zengin olunur mu. Olunur. Bu çalışmak aklı da çalıştırmakla olur. Yine bizim köyde bir Osman Amca vardı. Kalyon Osman derlerdi. "Eğer" derdi. "Bir yıl yaş zeytin satmayıp tuzlarsan, zengin oldun demektir."

Gerçekten her zaman ham madde daha ucuzdur. Ülkemiz sanayi alanında kalkınmadıkça yükselmez diyenlere bir örnekte bu olsun. Buğdayı ekmek olarak satarsak zenginiz. Sütü yoğurt, peynir ve tereyağ olarak satarsak zenginiz. Sadede geleyim. Zeytini tatlandırıp direkt tüketiciye satarsak zengin olduk demektir.

İşte Bu hacı Mehmet çok zengin olmadan önce, nasıl bir hayat yaşamışsa, zengin olunca da öyle yaşamıştır. Hiç kibirlilik yapmamış. Ne olduğunu hiç unutmamıştır. Böyle lider insanlara ülkemizin ihtiyacı çoktur.

Hacı Mehmet'in Kızı Fatma Hanım, Hacı izzet ile evliydi. Diğer Kızı Münevver ise Hacı Abdullahlar sülalesinden Mustafa Onur ile evliydi. Hacı İzzet'in: Nebahat, Hatice, Veciha, Hikmet Kıymet isminde kızları ve İhsan Gemiç isminde Oğlu vardı. İhsan Abi Babam Hacı Şerafettin Güleri çok candan severdi. Zekat ve fitre vermek üzere babamı vekil tayin eder. Babam da bu aldığı vekaletle köyümüzdeki fakir insanlara bu zekat ve fitreleri dağıtırdı. Hiçbir zaman İhsan Gemiç Abi'nin ismini karşıdaki fakire söylemezdi. Zaten peygamberimiz sağ elin verdiğini sol el bilmesin demiştir.

Yukarıdaki bilgileri 91 yaşındaki babam Şerafettin Güler'den aldım. Başka bir gün, başka bir sülalenin bilgilerini yazmak üzere, şimdilik hoşçakalın.

Not; Yukarıdaki bilgiler de yanlışlık ve eksiklikler olabilir. Doğrusunu ve tamamını bilenler e-mail adresime yazabilirler..





e-mail adresim: gemickoyu@mynet.com





















































































































ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA



Orda bir köy var, uzakta

O köy bizim köyümüzdür.

Gezmesek de, tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür.



Orda bir ev var, uzakta

O ev bizim evimizdir.

Yatmasak da, kalkmasak da

O ev bizim evimizdir.



Orda bir ses var, uzakta

O ses bizim sesimizdir.

Duymasak da, tınmasak da

O ses bizim sesimizdir.



Orda bir dağ var, uzakta

O dağ bizim dağımızdır.

İnmesek de, çıkmasak da

O dağ bizim dağımızdır.



Orda bir yol var, uzakta

O yol bizim yolumuzdur.

Dönmesek de, varmasak da

O yol bizim yolumuzdur.



AHMET KUTSİ TECER
asmal__konak.jpg
gemi__bir.jpg
BU RESİM MEHMET GÜLER TARAFINDAN GÖNDERİLDİ
gemi__iki.jpg
GEMİÇ KÖYÜNÜN GÜZELLİĞİNİ ANLATAN BU İKİ RESİM DE MEHMET GÜLER TARAFINDAN GÖNDERİLMİŞTİR.

KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDERİZ...
gemi__k_y__haritas_.jpg
bir_bah_e__i_ek_a_m__.jpg
gem___k_y__sak_nler_.jpg
hac___erafettin_g_ler.ve_o_ullar_...jpg
gemi____nar_.jpg
1977k_ydeki_evin_temeli_at_l_yor.jpg
gemi___ad_rvan_.jpg
al__arol.jpg
burhan_g_ler_ve_babam_z.jpg
dede_.jpg
SEVGİLİ GEMİÇ KÖYÜ SAKİNLERİ

ŞU AN HAYATTA OLAN MÜSTESNA ŞAHSİYETLERLE, MÜLAKAT YAPMAK İSTİYORUM.

KÖYÜMÜZÜN İLERİ GÖRÜŞLÜ BU İTİBARLI İNSANLARINI,

BU SAYFALARDA ANLATABİLMEK İSTERİM.

BANA YAZARSANIZ SEVİNİRİM.

ŞİMDİ HAYATTA OLMASALAR BİLE, O KİŞİLERİN ÇOCUKLARI, TORUNLARI BENİ ARAYIN. YA DA e-mail HESABIMA RESİMLERİ, BELGELERİ VE KISA ÖZGEÇMİŞLERİ DE YAZARAK GÖNDERİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM.



HASAN GÜLER

e-mail adresim: gemickoyu@mynet.com
gemi__k_y__ovadan_g_r_n__.jpg
GEMİÇ KÖYÜ HAKKINDA ÖZET BİLGİ





18-11-2010 · Kategori: gemic-koyundeki-sulaleler , Yaşam



GEMİÇ

Katırlı (bu dağlara Gemiç ve Gürle dağı dağları da denilmektedir) dağların kuzey yamacı üzerinde Karsak ve Gürle köyleri arasında yer alan Gemiç köyünün ilçe merkezine uzaklığı 15km.dir. Köy, Bursa-İznik karayolunun 2km. Güneyinde yer almaktadır. 1924 yılında adı Şahin olarak değiştirilmiş, daha sonra bu addan vazgeçilmiştir. Raif Kaplanoğlu köyün adının Luwi dilinde kama/geme sözcüğünden geldiğini Kutsal Ana anlamı taşıdığını belirtmektedir. Bir başka söylenceye göre İznik gölü ile Gemlik körfezinin birbirine bağlı olduğu dönemde burada bir tersane olduğu Gemlik ve Gemiçin adlarını bu tersaneden aldıkları söylenmektedir. Bu efsaneye göre daha sonra büyük bir deprem olmuş; İznik gölü ile Gemlik Körfezi arasındaki Karsak Boğazı büyük bir toprak kayması ile kapanarak, göl körfezden ayrılmıştır. Gemiç köyü 1790 yılı kayıtlarında yer almaktadır. Bazı belgelerde 1.Muratın, bazı belgelerde ise Lala Şahin Paşanın oğlu Mehmetin vakfı olduğu yazılıdır.

7 Eylül 1920de Ermeni çeteleri tarafından yağmalanmıştır. Köyü Kahyalar, Karaliler ve Yunuslar adında üç ailenin kurduğu sanılmaktadır. 1908 Vilayet Yıllığında köyde 98 hane bulunduğu kayıtlıdır. Köyün 1927deki nüfusu 500 kişidir.

22 Ekim 2002 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre;

243 erkek, 198 kadın, toplam 441 kişi, 120 hanede yaşamaktadır. Kurtuluş savaşı sırasında sık sık çetelerin baskınına uğradığı bilinmektedir. Ermeni Topal Vahan ve Poynak çeteleri ile Gürle Ermeni Çetesi, Yunan işgali ile birlikte Eylül 1921de Gemiç ve Akharem köylerinde büyük bir kıyım yapmıştır. Gemiç İlkokulu 1937de köy halkının ve İl Özel İdaresinin katkıları ile iki katlı olarak yapılmış, eğitime açılmıştır. 8 yıllık Zorunlu Eğitime geçilmesinden sonra 1997de bu okul kapatılarak öğrenciler Gürleler Orhan Öcalgiray İlköğretim Okuluna taşımalı sistemle ulaştırılmaktadır.


































kurban_bayram__2._g_n_2010__17_.jpg
k_yde_su__e_mesi.jpg
gemi__gen_leri.jpg
 28_ekm_2.jpg





















































































                                                           






















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder